Sosyal Medya

Kürsü

SuriyeÂ’de neler oluyor?-Abdurrahman Dilipak

08-04-2017 12:22

Evet, ABD Suriye’deki bir askeri üssü vurdu. Bu saldırı, kimyasal silahlarla sivil halka yönelik saldırıyı gerçekleştiren askeri üsse, Şayrat üssüne yapılmıştı. Saldırı ABD’nin Akdeniz’deki donanmasından Tomahawk füzesiyle yapılmıştı. Üste 6 can kaybı var, altyapıda ise ciddi hasar oluştu. 9 Suriye uçağı isabet aldı. ABD saldırı öncesi Rusya’yı bilgilendirdi. Rusya BMGK’yi toplantıya çağırdı.



Suriye ilk kez kimyasal silah kullanmıyor. Bugüne kadar defalarca yasaklanmış silahları kullanmakta tereddüt etmedi. Bu konu Esad için “vaka-i adiyeden” bir olaydı. Kimyasal silahların sıkı bir denetim altında olduÄŸunu sanmıyorum. Esed’in doÄŸrudan bilgisi de olmayabilir..
 
Åžu soruyu da sormamız gerek: Kimyasal silahları Esed kendi mi üretiyor. Birileri bu silahı ona veriyorsa o ülke kim. Niçin ve hangi yoldan bu silah veriliyor.. Sakın birileri “TavÅŸana kaç, tazıya tut” demesin.
 
Esed’in adamları arasında olmayan yok ki. Rusya da var, Ä°ran da, FETÖ de vardır. PKK da vardır. ABD, Ä°ngiltere ve Fransız istihbaratlarının dışında olduÄŸunu sanmıyorum.
 
DAEÅž gibi Esed’in de kullanım süreci dolmuÅŸtu. ABD’nin de ben buradayım demesi gerekiyordu. Beklenen oldu..
 
Suriye’de gerçekte ne oluyor? Türkiye El Bab’a girdi. “Fırat kalkanı” bitti. Türkiye artık savunmada kalmayacak, “Kalkan”ı bırakıp, eline “Kılıç”ı alacaktı. “Fırat kılıcı” bunu ifade ediyordu.. Belki Türkiye’nin ve ÖSO’nun rotası neresi olacaktı? Ä°ki yol gözüküyordu: Türkiye Rakka’ya yönelecekti, ya da Membiç’e. 
 
Aslında uluslararası sistem Türkiye’yi hep uzak tutmak istedi. Orada herkes vardı. Krizden en çok etkilenen ülke Türkiye idi, ama Türkiye’de orada yoktu. Lübnan, Ãœrdün Hizbullahı, Irak, batılı ülkeler herkes vardı. MÄ°T TIR’ları olayı aslında Türkiye’yi bölgeden uzak tutma gayretlerinin eseri idi. Irak’taki TIR ÅŸoförleri ve konsolosluk iÅŸgali ve ardından Musul’un DAEÅž’e teslim edilmesi bu kirli oyunun bir parçası idi. 
 
PKK’nın Türkiye ve Suriye dışında Kuzey Irak’ta 18, Ä°ran’da 5 olmak üzere 23 kampı bulunuyor. Bu kamplarda, ilk Irak iÅŸgali sırasında ABD’ye giden ve sonra geri gelen milisler de var, bölgedeki diÄŸer Hristiyan unsurlar da. Özellikle Suriye’de PYD kilisenin kullandığı bir Truva atı görünümünde. Onun için “Marksist bir örgüt”(!)ün karargahında Amerikan bayrağı olması sürpriz olmamalı..  Bu arada ABD Suriye’de Ayn El-Arap’ın güneyinde ikinci bir askeri hava üssü inÅŸa etti. Yine PYD’nin Haseke kırsalındaki Rumeylan hava üssü ve Fırat üzerindeki TiÅŸrin Barajı yanında baÅŸka bir üssü daha var. ABD, PKK’nın Suriye’deki militanlarına baÅŸta askeri malzemeler olmak üzere her türlü yardımı yapıyor. Rakka bölgesinde ABD askerleri ile PKK’lı teröristler başından beri ortak hareket ediyor. Daha doÄŸrusu PYD/PKK ABD’nin taÅŸeronu olarak hareket ediyor..
 
Åžimdi gelinen noktada, DAEÅž Musul’dan çıkarılıyor. Musul’u kim kontrol edecek, orada bir belirsizlik var. Kandil’den kaçanlar nerede tutulacak. Kerkük’ün durumu ne olacak?  HaÅŸdi ÅžaÄŸbi ne olacak? Åžimdilik Irak’ta bir belirsizlik var. Öncelik Suriye’de.. DAEÅž’in karargahına Türkiye’nin tek başına girmesi istenmiyor. ÖSO’nun o bölgeyi kontrol etmesi halinde, Ankara Suriye’de bir güvenlik koridoru oluÅŸturmasının ötesinde derinlemesine bir müdahale ile direkt bir hat/bariyer oluÅŸturacaktı. Bu Ä°ran’ın, Irak’ın, PYD’nin asla istemediÄŸi bir durum.. ABD’nin DAEÅž’e karşı operasyona hazırlanması, DAEÅž’den çok Türkiye’yi engellemeye yönelik.. ABD yanına PYD’yi de almak istiyor. Çünkü ABD oraya PYD’yi yerleÅŸtirmek istiyor.. Bu da Türkiye ile ABD’yi, PYD konusunda karşı karşıya getirebilir. Bu NATO içinde bir krize dönüşebilir.. Rusya da PYD ve PKK’yı ABD’ye terk etmek istemiyor. Onun için o da PYD’ye destek veriyor.. PYD ÅŸemsiyesi altındaki bölgedeki Hristiyan unsurların çoÄŸu Ortadox. Rusya da Ortadox kimliÄŸi ile kendini orada bulunmaya mecbur hissediyor..
 
Rusya’nın Esed’e destek vermesi de bir mecburiyet. Özellikle de Tartus’daki askeri ikmal üssü Rusya için hayati bir deÄŸer kazanıyor. Suriye rejiminin yediÄŸi her haltı desteklemese, bunu kabul etmese de, Suriye rejimine karşı eli baÄŸlı.. Yarın Suriye’de kim iktidar olursa olsun, onunla iyi geçinmeye çalışacaktır. Bu onun için stratejik bir zaruret. Bugün olduÄŸu gibi, yarını da hesaba katmak zorunda..
 
Rusya Kürt konusunda da, Suriye’nin geleceÄŸi konusunda da masada olmak istiyor.. ABD ise “ben olmadan olmaz” diye masaya dönüyor.. Bu durum Trump’ın iç politika hesapları açısından da, ABD’nin imajı açısından da önemli. Yoksa bunların Suriyeli çocukların derdi ile dertlendiklerini hiç sanmıyorum.. Onlar konjontürel olarak çıkarlarını korumaya çalışıyorlar, hepsi o kadar.
 
Önümüzdeki günlerde Rakka’ya yönelik yeni bir operasyon haberi gelebilir.. Esed’e de “bırak git” denilecektir.. Batılıların çözüm diye masaya getirecekleri öneri, tabii ki BM ve NATO’nun gözetiminde Bosna modeli olacaktır. Uluslararası bir komiserlik kurulacak ve fiilen olmasa da hukuken Suriye Åžii, Sünni, Kürt, Arap, Hristiyan olarak en az 5 gruba bölünmeye çalışılacak.. Yani ülke dini, mezhebi, etnik temele dayalı olarak kaba bir ÅŸekilde kamplara ayrılacak, bunlar da kendi içlerinde ideolojik ve politik olarak ayrıştırılacak. Sonrası malum. Batılıların çözüm diye getirecekleri, krizi sona erdirmek deÄŸil, kalıcı kılmaktır.. Yani çözümsüzlüğü çözüm diye sunacaklar, kendilerine bir inisiyatif alanı oluÅŸturmaya çalışacaklardır.
 
Tabii burada Türkiye’nin yeri ve rolü ne olacak? Asıl soru bu. ErdoÄŸan gider ve Ankara yeniden bir uydu yönetimle kontrol altına alınırsa bu plan tamam, ama Türkiye fiilen bölgede varolduÄŸu ve kendi çözümünü masaya getirdiÄŸi zaman iÅŸler karışacak..
 
Rusya’nın bu süreçte daha fazla inisiyatif sahibi olabilmesi için Ankara’ya ihtiyacı var, Ankara’nın da Rusya’ya..
 
Yani önümüzde kolay bir süreç yok.. Anlayacağınız, DAEÅž de, Esed de gidecek de, peki ondan sonra ne olacak. Ä°ÅŸte bu sorunun cevabı yok. Onun için  biraz daha beklememiz gerekecek.. Bu soruya kendi cevabını verenlerin, onun gerçekleÅŸmesi için risk alması, bedel ödemesi ve bir irade ortaya koyması gerek.. En azından Türkiye’nin yeni yol haritası için 16 Nisan’ı beklemek gerekecek.. Belki Türkiye her istediÄŸini yapamaz, ama Türkiye’nin “Hayır” dediÄŸi bir projeyi hayata geçirmek ve kalıcı kılmak kolay kolay mümkün olmayacaktır. Selâm ve dua ile..
 

Etiketler :

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.